Hükümetin harcamaları biraz fazladır.
- The government's expenditures are a bit excessive.
O çok fazla sigara içiyor.
- She smokes excessively.
O çok fazla sigara içiyor.
- She smokes excessively.
Tom haddinden fazla gürültü hakkında şikayet etti.
- Tom complained about the excessive noise.
Aşırı düşkünlük çocuğu şımarttı.
- Excessive indulgence spoiled the child.
Lütfen aşırı içki içmekten kaçın.
- Please refrain from excessive drinking.
Suyu ölçüsüz ve aşırı miktarda içmek su zehirlenmesi ile sonuçlanabilir, potansiyel olarak ölümcül bir durum.
- Drinking excessive and extreme amounts of water can result in water intoxication, a potentially fatal condition.