Homicide is punishable by death.
- Cinayet ölümle cezalandırılabilir.
Desertion from the army was punishable by death.
- Ordudan firar ölüm cezası ile cezalandırılabilirdi.
Tom deserved the punishment he got.
- Tom aldığı cezayı hakketti.
Raskolnikov is the protagonist of the book of Crime and Punishment written by Dostoevsky.
- Raskolnikov, Dostoyevski tarafından yazılan Suç ve Ceza isimli kitabının baş kahramanıdır.
We should abolish the death penalty.
- Ölüm cezasını kaldırmalıyız.
His crime deserved the death penalty.
- Onun suçu ölüm cezasını hak etti.
Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
- Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
In Singapore, one way to punish a criminal is to whip him or her.
- Singapur'da bir suçluyu cezalandırmanın bir yolu onu ya da onu kırbaçlamaktır.
Cézanne knew how to paint nature in a new way.
- Cézanne doğanın yeni bir biçimde nasıl resmedileceğini biliyordu.
But that doesn't affect the sentencing.
- Fakat o, cezayı etkilemez.
Although they were not guilty, they were charged.
- Suçlu olmamalarına rağmen cezalandırıldılar.
Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison.
- Tom birinci derecen saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
He was disciplined for his wrongdoing.
- O kabahati için cezalandırıldı.
Tom paid a $300 fine.
- Tom 300 dolar para cezası ödedi.
Tom had no choice but to pay the fine.
- Tom'un cezayı ödemekten başka hiçbir seçeneği yoktu.
Terrible punishments were promised her.
- Ona korkunç cezalar söz verildi.
We must abolish the death penalty.
- Ölüm cezasını iptal etmeliyiz.
We should abolish the death penalty.
- Ölüm cezasını kaldırmalıyız.
We award punitive damages in the amount of two million dollars.
- İki milyon dolarlık ceza tazminatı ödüyoruz.