تعريف ceviz في التركية الإنجليزية القاموس.
- walnut
She cracked the walnut with her teeth.
- O, cevizi dişleriyle kırdı.
Tom filled his bag with walnuts.
- Tom çantasını cevizle doldurdu.
- nut
A coconut is not a nut.
- Bir hindistan cevizi kabuklu bir yemiş değildir.
Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.
- O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti.
- (Botanik, Bitkibilim) walnut tree
That tree near the river is a walnut tree.
- Nehirin kenarındaki ağaç ceviz ağacı.
The walnut tree prefers a dry and warm climate.
- Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.
- waldorf salad
- walnuts
Mr Yamaha gave some walnuts to a beggar.
- Bay Yamaha bir dilenciye biraz ceviz verdi.
Tom told Mary John couldn't eat walnuts.
- Tom, Mary'ye John'un cevizleri yiyemediğini söyledi.
- walnut, made of walnut
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: cevizgiller,cevziye) [syn.: ceviz, koz] common / black walnut
- hickory
- hickory nut
- ceviz gibi kabuklu yemiş
- nut
- ceviz gibi yemişlerin kabuğu
- nutshell
- ceviz içi
- (Gıda) crushed walnut
- ceviz ağacı
- walnut tree
- ceviz ağacı
- walnut
The walnut tree prefers a dry and warm climate.
- Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.
That tree near the river is a walnut tree.
- Nehirin kenarındaki ağaç ceviz ağacı.
- ceviz boya
- walnut stain
- ceviz gibi
- nutty
- ceviz içi meat of
- a walnut
- ceviz kabuğu
- walnut shell
- ceviz kabuğundan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş
- (Konuşma Dili) He is ashamed of his origins
- ceviz kabuğunu doldurmaz
- very unimportant, slight
- ceviz kerestesi
- nutwood
- ceviz kütüğü
- walnut log
- ceviz kıracağı
- nutcracker
- ceviz kıracağı
- nutcrackers
- ceviz kırmak
- to behave improperly, do the wrong thing
- ceviz rengi
- walnut
- ceviz sucuğu
- a sweet confection made of walnuts on a string dipped in a starchy grape molasses
- ceviz tadında
- nutlike
- ceviz tahtası
- walnut
- ceviz toplamak
- nut
- ceviz vb'yle kaplı dondurma
- sundae
- ceviz yağı
- walnut oil
- ceviz şekerlemesi
- (Gıda) sugared walnuts
- ceviz şekli
- (Botanik, Bitkibilim) nuciform
- kaşu (ceviz)
- cashew
- amerikaya özgü küçük ceviz
- pignut
- beyaz ceviz
- white walnut
- kahverengi ceviz
- brown hickory
- çetin ceviz
- hot potatoes
- çetin ceviz
- hard nut to crack
- çetin ceviz
- tartar
- çetin ceviz
- a hard nut to crack, a tough nut to crack
- çetin ceviz
- 1. hard nut. 2. intractable person
- çetin ceviz
- hard case