cevapsız

listen to the pronunciation of cevapsız
التركية - الإنجليزية
unanswered; unreturned
unanswered yanıtsız
unanswered

Many questions remain unanswered. - Birçok soru cevapsız kalmaktadır.

An interesting question remained unanswered. - İlginç bir soru cevapsız kaldı.

answerless
unreturned
cevap
{i} reply

Please write me a reply soon. - Lütfen bana kısa sürede bir cevap yaz.

I can't reply your message immediately, for I can't type fast. - Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.

cevap
{i} answer

The quality of higher education must answer to the highest international standards. - Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.

You must answer the question. - Bu soruyu cevaplamalısın.

cevap
response

I'm sorry for the late response. - Geç cevap için özür dilerim.

He wrote him a friendly response. - Ona arkadaşça bir cevap yazdı.

cevap
(Ticaret) return
cevap
replication
cevap
ans
cevap
to answer
cevap
responsive to
cevap
1.answer, reply
cevap
answer, reply yanıt, karşılık
cevap
law defense
cevap
{i} rejoinder
التركية - التركية
Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız (olarak)
Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız
Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız olarak
Cevap
yanıt

Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı. - Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.

Cevap
(Osmanlı Dönemi) MECUBE
cevap
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt: "Belindeki önlüğü çıkarmaya uğraşıyor, cevap arıyor gibi, düşünüyordu."- S. F. Abasıyanık
cevap
Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt
cevapsız
المفضلات