Will any man argue that . . . he can not be justly punished, but is answerable only to God? --Swift.
I'll answer for this man's honesty.
- Ben bu adamın dürüstlüğü için cevap vereceğim.
Tom has a lot to answer for.
- Tom cevap vermek için çok şeye sahip.
I'm sorry that I didn't reply sooner.
- Daha kısa sürede cevap vermediğim için üzgünüm.
He didn't reply to my letter.
- O, mektubuma cevap vermedi.
Ask only questions that can be answered with yes or no.
- Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.
My prayer was answered.
- Benim duama cevap verildi.
I'm Japanese, the boy answered.
- Çocuk cevap verdi: Ben Japonum.
Larry Ewing doesn't answer me.
- Larry Ewing bana cevap vermiyor.