I answer for her honesty.
- Onun dürüstlüğü için cevap veriyorum.
You ought to answer for what you have done.
- Yaptıkların için cevap vermelisin.
I'm sorry that I didn't reply sooner.
- Daha kısa sürede cevap vermediğim için üzgünüm.
She didn't reply to my letter.
- O, mektubuma cevap vermedi.
I'm Japanese, the boy answered.
- Çocuk cevap verdi: Ben Japonum.
Ask only questions that can be answered with yes or no.
- Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.
Larry Ewing doesn't answer me.
- Larry Ewing bana cevap vermiyor.
The quality of higher education must answer to the highest international standards.
- Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.