celalli

listen to the pronunciation of celalli
التركية - الإنجليزية
irascible, hot-tempered
hot-blodded, irritable, peppery
peppery
irritable
Celal
(isim) Glory, majesty of God
celal
wrath, rage (of God)
celal
glory, majesty (of God)
celal
majesty
التركية - التركية
Hırçın, coşkun
Sert ve öfkeli (kimse)
CELALLİ
(Osmanlı Dönemi) Çok çabuk kızan kimse
CELAL
(Osmanlı Dönemi) (Celâlet) Nihâyet derecede büyüklük. Azamet. Hiddetlilik, hışım
CELAL
(Osmanlı Dönemi) İlm-i Kelâm'da: Cenâb-ı Hakk'ın kahrının ve azametinin tecellisi, Cenâb-ı Hakk'ın nev'deki tecellisi. Cenâb-ı Hak, vahdaniyyetine delil olacak çok şeyler yarattığından veyâ ihâtadan âli ve celil olduğu veya hislerle idrâk edilmekten celil olduğundan Celâl denir.Arkadaş! Cenâb-ı Hakk'ın sıfât-ı ezeliyye âleminde biri celâlî, diğeri cemâlî iki türlü tecellisi vardır. Celâl ile Cemâlin sıfât-ı ef'âl âleminde tecellisinden; lütuf ve kahr, hüsü
Celâl
(Osmanlı Dönemi) sonsuz büyüklük, haşmet, ululuk, yücelik ve haşmet sahibi olan Allah
celal
Büyüklük, yücelik, ululuk
celal
Büyüklük, ululuk
celal
Öfke, kızgınlık
celal
öfke, kızgınlık, hınç
celal
Büyüklük, ululuk. Öfke, kızgınlık: "Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet, bu celal."- M. A. Ersoy
celalli
المفضلات