He got off to a shaky start, but with a few months of experience under his belt, he kept up handily with the veteran employees.
He warmed himself with a pocket heater.
- O bir cep ısıtıcısı ile kendini ısıttı.
Ben put his hands in his pockets.
- Ben ellerini ceplerine koydu.
His mobile phone produced radio emissions that interfered with other phones.
- Onun cep telefonu, diğer telefonları engelleyen radyo emisyonu üretti.
Do you have a mobile phone?
- Cep telefonun var mı?
This type of mobile phone sells well.
- Bu tür cep telefonu iyi satar.
Do you have a mobile phone?
- Cep telefonunuz var mı?
Tom forgot where he put his cell phone.
- Tom cep telefonunu nereye koyduğunu unuttu.
I need to charge my cellphone.
- Cep telefonumu şarj etmeliyim.