cazip

listen to the pronunciation of cazip
التركية - الإنجليزية
attractive

If you are not satisfied with your share, I'll make it a bit more attractive. - Payınızdan memnun değilseniz, onu biraz daha cazip yaparım.

Your offer is very attractive, but we will have to think about it. - Senin önerin çok cazip ama onun hakkında düşünmek zorunda kalacağız.

spicy
canny
inviting
catching
alluring
attractive, fetching, appealing
attracting
conspicuous
appealing

A place like that is not really appealing. - Öyle bir yer gerçekten cazip değildir.

That sounds really appealing. - O gerçekten cazip geliyor.

attracting, charming, attractive çekici
tempting

You just put a tempting idea in my head. - Sadece aklıma cazip bir fikir koydun.

That's a very tempting offer. - Bu çok cazip bir teklif.

piquant
taking
enticing
endearing
catchy
desirable

Fadil was a desirable target for Layla because of his wealth. - Fadıl servetinden dolayı Leyla için cazip bir hedefti.

good-looking
attract

The idea is very attractive. - Bu düşünce çok cazip.

Your offer is very attractive, but we will have to think about it. - Senin önerin çok cazip ama onun hakkında düşünmek zorunda kalacağız.

attractive to
nice
becoming
wizard
swish
winning
juicy
buxom
smashing
provocative
cazip bir şekilde
juicily
cazip fiyat
charming price
cazip fiyat
(Ticaret) charm price
cazip gelmek
charm
cazip hale gelmek
become attractive
cazip hale getirmek
make attractive
cazip hale getirmek
make it attractive
cazip koşul
(Ticaret) attractive term
cazip koşullar
(Ticaret) attractive terms
cazip kılmak
make it attractive
cazip kılmak
make desirable
cazip şey
allure
cazip şey
allurement
cazip şey
honeypot
التركية - التركية
İlgi uyandıran, çekici, elverişli
İlgi uyandıran, çekici, elverişli: "Gizli bir musikinin vezniyle dalgalanan ipekli maddeler gibi cazip, yumuşak ve tatlı idi."- P. Safa
cazip
المفضلات