caused to combine or unite

listen to the pronunciation of caused to combine or unite
الإنجليزية - التركية

تعريف caused to combine or unite في الإنجليزية التركية القاموس.

mixed
karışık

O, ona karışık sinyaller verdi. - She gave him mixed signals.

Ona karşı duygularımız karışık. - Our feelings towards him are mixed.

integrated
bütünleşmiş
mixed
{s} karma

Sovyetler Birliği ve Batılı Müttefikler arasındaki ilişkiler karmaşıktı. - Relations between the Soviet Union and the western Allies were mixed.

Karman çorman alıyorum. - I'm getting all mixed up.

integrated
{s} bütünlemiş
integrated
(Dilbilim) bütüncül
integrated
tamamlanmış
mixed
katkılı
integrated
{f} birleştir
integrated
Tümleşik
integrated
{f} tümleştir
integrated
entegre

Bu buzdolabının entegre buz ve su dağıtıcısı vardır. - This refrigerator has an integrated ice and water dispenser.

Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır. - This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.

integrated
{f} tümleştir: adj.tümleşik
integrated
{f} birleştir: adj.entegre
integrated
bütünleş/bütünleştir
integrated
{s} birleşik
integrated
{s} karma
mixed
{f} karıştır: adj.karışık
mixed
karma karışık
الإنجليزية - الإنجليزية
integrated
intermingled
Amalgamated
mixed
caused to combine or unite

    الواصلة

    caused to com·bine or u·nite

    التركية النطق

    kôzd tı kımbayn ır yunayt

    النطق

    /ˈkôzd tə kəmˈbīn ər ˈyo͞oˌnīt/ /ˈkɔːzd tə kəmˈbaɪn ɜr ˈjuːˌnaɪt/
المفضلات