الإنجليزية - التركية
تعريف caused or enabled to go or be conveyed or transmitted في الإنجليزية التركية القاموس.
- sent
- (Bilgisayar) gönderilmiş
Şifren gönderilmiş. Epostanı kontrol et.
-Your password has just been sent. Check your email.
Tabaklar yanlış masaya gönderilmiş.
-The dishes got sent to the wrong table.
- sent
- yollanmak
- sent
- (Bilgisayar) gönderilen
Snapchat'te gönderilen resimler birkaç saniye sonra imha edilir.
-Pictures sent on snapchat are destroyed after a few seconds.
Size gönderilen şeylerin hepsinden emin olacağım.
-I'll make sure all of your things get sent to you.
- sent
- (Bilgisayar) gönderme tarihi
- sent
- (Bilgisayar) gönderildi
Dosya bakanlığa gönderildi.
-The record was sent to the ministry.
Tom bir sipariş için dükkâna gönderildi.
-Tom was sent on an errand to the store.
- sent
- {f} gönder
O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
-He was sent to jail for murder.
Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.
-The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.
- sent
- f., bak. send
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف caused or enabled to go or be conveyed or transmitted في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- sent
caused or enabled to go or be conveyed or transmitted
الواصلة
caused or enabled to go or be conveyed or trans·mit·tedالتركية النطق
kôzd ır eneybıld tı gō ır bi kınveyd ır tränsmîtîdالنطق
/ˈkôzd ər eˈnābəld tə ˈgō ər bē kənˈvād ər transˈmətəd/ /ˈkɔːzd ɜr ɛˈneɪbəld tə ˈɡoʊ ɜr biː kənˈveɪd ɜr trænsˈmɪtɪd/
Resimler
المفضلات