Larry is finally caught up on his work.
Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
- Tom ran like crazy to catch up with Mary.
O, diğer üyelere yetişmek için çok hızlı koştu.
- She ran very fast to catch up with the other members.
Tom'u yakalamaya çalışmalıyım.
- I should try to catch up with Tom.
Daha sonra yakalayacağız.
- We'll catch up later.
Kayıp zamanı yakalamak zorundayız.
- I have to catch up the lost time.
Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.
- I ran as fast as possible to catch up with her.
Daha sonra size yetişirim.
- I'll catch up with you later.
O yakında Tom'a yetişecek.
- He'll soon catch up with Tom.
... Now the rest of the world has caught up -- or is catching up. ...