Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda.
- Sally was absent from school for two weeks, so she has to work hard to catch up with her class.
Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.
- I had to run to catch up with Tom.
Tom'u yakalamaya çalışmalıyım.
- I should try to catch up with Tom.
Daha sonra yakalayacağız.
- We'll catch up later.
Onu yakalamak için mümkün olduğu kadar hızlı koştum.
- I ran as fast as possible to catch up with her.
Kayıp zamanı yakalamak zorundayız.
- I have to catch up the lost time.
O yakında Tom'a yetişecek.
- He'll soon catch up with Tom.
Daha sonra size yetişirim.
- I'll catch up with you later.
... Now the rest of the world has caught up -- or is catching up. ...
... Much of the growth comes from convergence. It comes from catching up and after you ...