Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them.
Bir virüs kapmaktan korkmuyor musunuz?
- Aren't you afraid of catching a virus?
Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.
- We set out traps for catching cockroaches.
11:00 trenini yakalayacağım.
- I'm catching the 11:00 train.
Tom'un bulaşıcı bir hastalığı olduğunu bilmiyordum.
- I didn't know Tom had a contagious disease.
Tifüs, bulaşıcı bir hastalıktır.
- Typhus is a contagious disease.
Ben ilk treni yakalamak için erken kalktım.
- I got up early to catch the first train.
Nick otobüsü yakalamak için acele etti.
- Nick hurried to catch the bus.
Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
- Tom ran like crazy to catch up with Mary.
Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.
- I had to run to catch up with Tom.
Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.
- The traffic accident prevented me from catching the train.
Nick otobüsü yakalamak için acele etti.
- Nick hurried to catch the bus.
Karım çok çabuk soğuk kapar.
- My wife catches colds easily.
Erkek kardeşine yetişmek için koştu.
- He ran to catch up to his brother.
O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.
- The man tried to catch hold of me by the collar.
Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.
- He set a trap to catch the animal.
Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.
- We set out traps for catching cockroaches.
Tom soğuk algınlığına yakalanmaktan korkuyor.
- Tom is afraid of catching a cold.
O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
Bir virüs kapmaktan korkmuyor musunuz?
- Aren't you afraid of catching a virus?
Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them.
O, dikkat çekmek için puantiyeli elbise giyer.
- She wears dotted gowns to catch attention.
İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.
- Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits.
Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them.
Gribe yakalanmayacağımdan emin olmak istiyorum.
- I want to make sure that I don't catch the flu.
Onun konuştuğu her sözü anlamak için öne doğru eğildim.
- I leaned forward, eager to catch every word he spoke.
Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda.
- Sally was absent from school for two weeks, so she has to work hard to catch up with her class.
Bir önceki treni yakalamaya çalışmak isteyebilirsin.
- You might want to try to catch an earlier train.
Tom balık tutmaya gitti, ama bir şey yakalamadı.
- Tom went fishing, but didn't catch anything.
Hiç dilinde kar taneleri tutmaya çalıştın mı?
- Have you ever tried to catch snowflakes on your tongue?
He caught the last three innings.
The catch of the perpetrator was the product of a year of police work.
He's a good catch.
I bent over to see under the table and got a catch in my side.
Good catch. I never would have remembered that.
She installed a sturdy catch to keep her cabinets closed tight.
The catch amounted to five tons of swordfish.
When the program catches an exception, this is recorded in the log file.
Fourteene miles Northward from the river Powhatan, is the river Pamaunke, which is navigable 60 or 70 myles, but with Catches and small Barkes 30 or 40 myles farther.
You've really caught his determination in this sketch.
The fishermen took pictures of their catch.
Be careful, that's a catch question.
Had Nancy got caught with a child? If so she would destroy her parent's dreams for her.
The enormous scarf did catch my eye.
There was a catch in his voice when he spoke his father's name.
Nice catch!.
intransitive To serve well or poorly for catching, especially for catching fish.
The kids love to play catch.
Mocking is Catching was the title of a 1726 song by Henry Carey.
... school outfit shopping, you know. Everybody is kind of catching on to communicating by ...
... Now the rest of the world has caught up -- or is catching up. ...