Kazalar çoğunlukla dikkatsizlikten kaynaklanır.
- Accidents often result from carelessness.
Dikkatsizlik çoğunlukla kazalara neden olur.
- Carelessness often causes accidents.
Böyle şeyler söylemen senin dikkatsizliğin.
- It is careless of you to say such things.
Dikkatsiz davranışının hesabını vermelisin.
- You must answer for your careless conduct.
Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
- You should be careful in choosing friends.
Yolu geçerken dikkat etmelisin.
- You must take care when you cross the road.
O özensiz ve dikkatsiz.
- She's sloppy and careless.
Kış havasında araba kullanırken önemli ölçüde özen, tavsiye olunur.
- Considerable care is advised when driving in winter weather.
Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
O kaza onun umursamazlığının iyi bir örneğidir.
- That accident is a good example of his carelessness.
Eğer umursamaz bir şekilde Erkek arkadaşın var mı? diye sorarsan, o savunmaya geçecek ve Neden soruyorsun? diyecektir.
- If you carelessly ask, got a boyfriend? she'll be put on her guard and say, why do you ask?
Onun açtığı davalar çok ilgisiz ve o savunmasız bırakıldı.
- The actions she took were too careless, and she was left defenseless.
Bebeğin bakımı benim görevim.
- Taking care of the baby is my job.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Bununla tek başına ilgilenmek zorunda kalacaksın.
- You're going to have to take care of this by yourself.
Biri Tom'la ilgilenmek zorunda.
- Someone has to take care of Tom.
Böyle önemli bir şeyi unutacak kadar ne kadar ihmalkarsın!
- How careless you are to forget such an important thing!
Mektubuna cevap yazmayı unutmak benim ihmalkarlığımdı.
- It was careless of me to forget to answer your letter.
Annem, kaygısız, neşeli ve iyi huyludur.
- My mother is carefree, cheerful and good-natured.
Birkaç kişi kaygısız.
- Few people are free from cares.
Bebekle kim ilgilenecek?
- Who will take care of the baby?
O, yaşlı annesiyle ilgilenir.
- She takes care of her old mother.
Genç kız kaygısızca kahkaha attı.
- The young girl laughed carelessly.
Çiçeklerle fazla ilgilenmem.
- I don't care for flowers very much.
Birisi hastayla ilgilenmeli.
- Somebody must care for the patient.
Dikkatsizce sürdü ve bir kaza geçirdi.
- He drove carelessly and had an accident.
Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.
- Science can be dangerous when applied carelessly.
Ev ödevini unutman senin ihmalkarlığındı.
- It was careless of you to forget your homework.
Kapıyı kitlemeyi unutmak benim ihmalkarlığımdı.
- It was careless of me to forget to lock the door.
Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
- I wonder if you have ever really cared for me.
Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum.
- I wonder if Tom and I can take care of ourselves.
Tom hakkında endişelenme. O kendine bakabilir.
- Don't worry about Tom. He can take care of himself.
Bay Johnson dikkatsiz yönetimi nedeniyle kaybedilen para miktarı hakkında endişe ediyordu.
- Mr Johnson was concerned about the amount of money that was being lost because of careless management.
O iç tasarımda kariyerine devam etmektedir.
- She is pursuing her career in interior design.
Onlar sağlık hizmetleri için bir yasa tasarısı hazırladılar.
- They've written a bill for health care.
This accident was caused by carelessness.
Young children can learn to care for a pet.
Would you care to dance?.
Care should be taken when holding babies.
I don't care what you think.
dental care.
in care.
Than Feraunte his cosyn had grete care and cryed full lowde .
I don't have a care in the world.
Jessica was so careless that she put her shorts on backwards.
Good-humored, easy, and careless, he presided over his whale-boat as if the most deadly encounter were but a dinner, and his crew all invited guests.