Lütfen e-postamı babamın Tokyo'daki ofisi vasıtasıyla bana gönder.
- Please send my mail to me in care of my father's office in Tokyo.
Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
- You should be careful in choosing friends.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Her zaman çocuklarına özen gösterir.
- She always takes care of her children.
Kış havasında araba kullanırken önemli ölçüde özen, tavsiye olunur.
- Considerable care is advised when driving in winter weather.
Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
- The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
Bebeğin bakımı benim görevim.
- Taking care of the baby is my job.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Komşu çocuklarıyla ilgilenmek zorundayım.
- I have to take care of the neighbor kids.
Bununla tek başına ilgilenmek zorunda kalacaksın.
- You're going to have to take care of this by yourself.
Genç kız kaygısızca kahkaha attı.
- The young girl laughed carelessly.
Tom mutlu ve kaygısızdı.
- Tom was happy and carefree.
Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
- You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
O, yaşlı annesiyle ilgilenir.
- She takes care of her old mother.
Benimle ilgilenmene ihtiyacım yok.
- I don't need you to take care of me.
Birisi hastayla ilgilenmeli.
- Somebody must care for the patient.
Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.
- To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.
Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum.
- I wonder if you have ever really cared for me.
Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum.
- I wonder if Tom and I can take care of ourselves.
Tom hakkında endişelenme. O kendine bakabilir.
- Don't worry about Tom. He can take care of himself.
Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.
- Cares and worries were pervasive in her mind.
O iç tasarımda kariyerine devam etmektedir.
- She is pursuing her career in interior design.
Onun tasasız bir hayatı vardır.
- Her life is free from care.
Could you please send this package to Mr. John Smith, care of the Northwest Shelter?.
Young children can learn to care for a pet.
Would you care to dance?.
Care should be taken when holding babies.
I don't care what you think.
dental care.
in care.
Than Feraunte his cosyn had grete care and cryed full lowde .
I don't have a care in the world.
“But he sent it to you, didn't he?” “No, he sent it to himself c/o me.”.
... care of your immune system, and hopefully you'll get ...
... there's also this element of the nurturing care of somebody ...