Tom şişe kapakları topluyor.
- Tom collects bottle caps.
Tom tirbuşonunu bulamadığı için vida kapaklı bir şarap şişesi getirdiğine memnun oldu.
- Tom was glad that he'd bought a bottle of wine with a screw cap, since he couldn't find his corkscrew.
Daha az grafikler ve daha fazla başlık açıklamayı daha net yapabilir.
- Fewer graphics and more captions would make the description clearer.
Tom için bir başlık satın aldım ve Mary için bir çift eldiven satın alacağım.
- I bought a cap for Tom and I'll buy a pair of gloves for Mary.
Dışarı çıkmak için kepimi giydim.
- I put on my cap to go out.
O, kafasına bir kep giydi.
- He put a cap on his head.
Tom şapkasını çıkardı.
- Tom took off his cap.
Bu şapka Tom'a aittir.
- This cap belongs to Tom.
Washington, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentidir.
- Washington is the capital of the United States.
İtalya'nın başkenti Roma'dır.
- The capital of Italy is Rome.
Şanslı mavi kasketim nerede?
- Where's my lucky blue cap?
İsa bir kapitalistti.
- Jesus was a capitalist.
Tom girişimci bir kapitalist.
- Tom is a venture capitalist.
He wired the cap to the bundle of dynamite, then detonated it remotely.
Billy spent all morning firing caps with his friends, re-enacting storming the beach at Normandy.
Did he think they were going to put a cap in his ass right in the middle of Metreon?.
In the current era of global warming, Mount Kilimanjaro is no longer permanently snow-capped.
... that capped or gonna make sure it's locked ...
... eager after the capped over ...