Yangın geniş çaplı hasara neden oldu.
- The fire caused extensive damage.
Dr. Svensen konuyu öyle geniş bir şekilde araştırdı ki onun kaynakçası kitabının yarı ağırlığını oluşturuyor.
- Dr. Svensen researched the issue so extensively that his bibliography makes up half the weight of his book.
Bölgede yoğun sağanak bekleniyor.
- Extensive rainfall is expected throughout the region.
O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
- She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
Zarar çok geniş çaplıdır.
- The damage is too extensive.