Tom şişe kapakları topluyor.
- Tom collects bottle caps.
Tom tirbuşonunu bulamadığı için vida kapaklı bir şarap şişesi getirdiğine memnun oldu.
- Tom was glad that he'd bought a bottle of wine with a screw cap, since he couldn't find his corkscrew.
Tom için bir başlık satın aldım ve Mary için bir çift eldiven satın alacağım.
- I bought a cap for Tom and I'll buy a pair of gloves for Mary.
Daha az grafikler ve daha fazla başlık açıklamayı daha net yapabilir.
- Fewer graphics and more captions would make the description clearer.
Kep benim için çok küçük.
- The cap is too small for me.
Dışarı çıkmak için kepimi giydim.
- I put on my cap to go out.
Tom şapkasını kaybetti, ve yeni bir tane almak zorunda olduğunu hissetti.
- Tom lost his cap, and he felt that he had to buy a new one.
Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.
- It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.
Kinşasa, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin başkentidir.
- Kinshasa is the capital city of the Democratic Republic of Congo.
Paris, Fransa'nın başkentidir.
- Paris is the capital of France.
Şanslı mavi kasketim nerede?
- Where's my lucky blue cap?
Rusya kapitalist değildi.
- Russia wasn't capitalist.
İsa bir kapitalistti.
- Jesus was a capitalist.
He wired the cap to the bundle of dynamite, then detonated it remotely.
Billy spent all morning firing caps with his friends, re-enacting storming the beach at Normandy.
Did he think they were going to put a cap in his ass right in the middle of Metreon?.
... possibly cap the prices?" >> HIGGINBOTTOM: That's a good question, CB. ...
... the opportunity to cap the monthly student loan payments ...