The spirit of Satan reawakens.
- İblisin ruhu yeniden canlanıyor.
The spirit of the demon reawakens.
- Şeytanın ruhu yeniden canlanıyor.
Dad. Yes, darling. I think that Mom... I think that Mom is having an affair.
- Baba. Evet canım. Sanırım annem ... Sanırım annemin bir ilişkisi var.
I call my sweetheart darling.
- Ben canım sevgilimi ararım.
I'd like to eat cheesecake to my heart's content at The Cheesecake Factory.
- Cheesecake Factory'de canımın istediği kadar peynirli kek yemek istiyorum.
Dan's heart stopped but doctors managed to revive him.
- Dan'in kalbi durdu ama doktorlar onu canlandırmayı başardılar.
A building, before it can be constructed, has to be visualized hundreds of times in the mind of an architect.
- Bir yapının inşa edilebilmesinden önce mimarın zihninde yüzlerce kez canlandırılması gerekir.
Tom didn't expect Mary to be so friendly.
- Tom Mary'nin o kadar cana yakın olacağını ummuyordu.
My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.
- Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.
He was my dear friend.
- O benim can dostumdu.
No, my dear, you had better go on horseback.
- Hayır, canım, atla gitsen iyi olur.
He put all his heart and soul into it.
- O canı gönülden yaptı.
He gave up his life for his country.
- Ülkesi için canından vazgeçti.
Tom and I are lifeguards.
- Tom ve ben can kurtaranız.
Health and vitality are important for long life.
- Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
Can I use your pen?.
He canned the whole project because he thought it would fail.
The boss canned him for speaking out.
Can you remember your fifth birthday?.
They spent August canning fruit and vegetables.
Can your gob.
O, yurtdışında eğitim yapabilmek için çok çalışıyor.
- He works hard so that he can study abroad.
Tom'a yardım edebilmek için her şeyi yapıyorum.
- I'm doing everything I can to help Tom.
Tom elma çekirdeğini çöp kutusuna fırlattı.
- Tom threw the apple core into the garbage can.
O, caddedeki teneke kutuları topladı.
- He picked up cans in the street.
Çok fazla fasulye yedim ve şimdi popom ötmeyi durduramıyor.
- I ate too many beans and now my backside cannot stop singing.
Teneke kutuyu atmadan önce ezin.
- Crush the can before you throw it away.
Teneke kutu içinde altı tane balık var.
- There are six fish inside the tin can.
Şarkıcıyı hapishaneye koyabilirsin, ama şarkıyı değil.
- You can cage the singer but not the song.
Kefalete gücü yetmediği için Tom hapishanede mahsur kaldı.
- Tom is stuck in jail because he can't afford bail.
Burçlar kuşağının on iki burcu şunlardır: Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık.
- The twelve signs of the Zodiac are: Aries, Taurus, Gemini, Cancer, Leo, Virgo, Libra, Scorpio, Sagittarius, Capricorn, Aquarius and Pisces.
Ken'i kovamıyorum. O iyi bir işçi.
- I cannot fire Ken. He's a good worker.
O, caddedeki teneke kutuları topladı.
- He picked up cans in the street.
Tom, çöp tenekesinin yanında bir silah buldu.
- Tom found a gun near the garbage can.
Ödünç alabileceğim bir benzin bidonun var mı?
- Do you have a gas can I can borrow?
Benzin bidonlarımızdan biri kayıp.
- One of our gas cans is missing.
Tom her gün konserve ton balığı yediği için civa zehirlenmesi oldu.
- Tom got mercury poisoning because he ate canned tuna every day.
Bazen bir konserve açacağı olarak makas kullanırım.
- I sometimes use scissors as a can opener.
Tepesi karla kaplı olan şu dağı görebiliyor musun?
- Can you see that mountain with the snow-covered peak?
Kredini bir yılda kapatabilir misin?
- Can you pay off your loans in a year?
Ben onun ABD vatandaşlığından vazgeçtiğine inanamıyorum.
- I can't believe he renounced his U.S. citizenship.
ABD, Kanada ile komşudur.
- The United States borders Canada.
Tom'u kovmaktan daha iyi bir şey istemiyorum ama bunu yapamıyorum.
- I'd like nothing better than to fire Tom, but I can't do that.
Bunu yapabilmemin tek yolunun Tom'u bana yardım ettirmek olduğunu anladım.
- I've figured out that the only way I can do this is to get Tom to help me.
Elmalı pasta yapabilmem için birkaç elmaya ihtiyacım var.
- I need some apples so I can make an apple pie.