can; allow; be possible; wish, would that

listen to the pronunciation of can; allow; be possible; wish, would that
الإنجليزية - التركية

تعريف can; allow; be possible; wish, would that في الإنجليزية التركية القاموس.

may
{f} mümkün olmak
may
{f} ebilmek
may
{f} abilmek
may
{f} olası olmak
may
bilmek

Bir otelde yangın kaçışının nerede olduğunu bilmek hayatınızı kurtarabilir. - Knowing where the fire escape is in a hotel may save your life.

Bilmek istemeyebilirsin. - You may not want to know.

may
yardımcı f. (might) -ebilmek, -meli, -malı (İzin/olanak/olasılık belirtir.): May I have a drink of water? Bana bir bardak su verir misin? He
might
-malı
might
-ebilir
might
{i} güç

Ben güçlü görünebilirim ama hiç de değilim. - I might seem strong, but in actuality I am anything but.

Sonunda kazanacak olan güç değil adalettir. - It is justice, and not might, that wins in the end.

might
{i} zor

Bunu yapmak can sıkıcı olabilir fakat onu yapmak zorundayız. - It might be a pain in the neck to do this, but we have to do it.

Zor zamanlarda, insanlar geziye gitmek istemeyebilir fakat iyi kahve için fazla ödemeye istekli olabilirler. - During hard times, people might not go on a trip, but they might be willing to pay extra for good coffee.

may
Mayıs

23 Mayıs'ta geleceğim. - I'll come on May 23rd.

Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi. - According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.

may
akdiken çiçekleri
may
(olasılık belirtir) -ebilmek
may
(izin belirtir) -ebilmek
may
(dilek belirtir) --ir inşallah
might
(dolaylı anlatımda `may' in yerine kullanılır) -ebilmek
might
kuvvet

Özel kuvvetler düzenli birliklerin yapmayacağı birçok şeyi yapabilir İşkence gibi mi? Bu soruya cevap vermeyeceğim. - Special forces might do a lot of things that regular troops wouldn't do Like torture? I won't answer this question

might
{f} olası olmak
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} may
{f} might
can; allow; be possible; wish, would that
المفضلات