Tom cebine uzandı, birkaç kibrit çıkardı, birini çaktı ve sonra kamp ateşini yaktı.
- Tom reached in his pocket, pulled out some matches, struck one, and then lit the campfire.
Tom kamp ateşinin önündeki kütüğe oturdu.
- Tom sat down on the log in front of the campfire.
Tom kamp ateşinde yemek pişirmeye alışkındır.
- Tom is used to cooking on a campfire.
Yüzlerce asker kamp ateşlerinin etrafında sessizce yemek yediler.
- Hundreds of soldiers ate in silence around their campfires.