Onun planı bir sürü para gerektirmektedir.
- His plan will call for a lot of money.
O hareket edemiyordu ve yardım çağırmak zorunda kaldı.
- He couldn't move and had to call for help.
O yardım çağırmak için komşunun evine koştu.
- She ran to the neighbor's house to call for assistance.
Hiç kimse aptal diye çağırılmaktan hoşlanmaz.
- No one likes to be called stupid.
Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
Dört Galile uyduları Io, Europa, Ganymede ve Callisto olarak adlandırılmıştır.
- The four Galilean moons are called: Io, Europa, Ganymede and Callisto.
Görünüşe göre, o Tatoeba adındaki bir Japon kızla buluşuyor.
- He apparently dates a Japanese girl called Tatoeba.
Tom, Mary'ye Jackson adındaki bir psikoloğu ziyaret etmesini söyledi.
- Tom told Mary to visit a psychologist called Dr. Jackson.
Tom Mary'ye korkak diye bağırdı.
- Tom called Mary a coward.
Siz dışarıdayken Bay West diye biri aradı.
- A Mr. West called while you were out.
Onlar yardım istediler.
- They would call for help.
Tom yardım istemeye karar verdi.
- Tom decided to call for help.
Slim denilen bir adam kazada öldü.
- A man called Slim was killed in the accident.
Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.
- Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille.
Tom Mary'yi telefona çağırdı.
- Tom called Mary to the telephone.
Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
- I called a cab, because it was raining.
I called for the curse to pick up him.
Aslan hayvanların kralı olarak adlandırılır.
- The lion is called the king of animals.
Genç bir köpek enik olarak adlandırılır.
- A young dog is called a puppy.
Bayan Stevens, Bay Dell adlı biri ofisinizde sizi bekliyor.
- Someone called Mr Dell is waiting for you in your office, Mrs Stevens.
Nara adlı küçük bir kasabada doğdum.
- I was born in a small town called Nara.
I'll call for you just after midday.
This situation calls for a high degree of courage.
The government has called for an end to hostilities in the region.
I leant out of the back door and called for Lucy.
We finished the main course in short order and called for more wine.
John called for Mary to take her to the dance.
... THE DOCTOR CALLED FOR A HUMIDIFIER, ...