O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı. - He mustered up his courage to talk to a foreigner.
O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.
He mustered up his courage to talk to a foreigner.
Tom sonunda Mary'nin onunla evlenmesini isteme cesaretini topladı. - Tom finally mustered up the courage to ask Mary to marry him.
Tom sonunda Mary'nin onunla evlenmesini isteme cesaretini topladı.
Tom finally mustered up the courage to ask Mary to marry him.