Tom'un köpeği şeker çubuğunu yedikten sonra, Tom çikolata zehirlenmesinin seviyesini hesaplamak için akıllı telefonunu kullandı.
- After Tom's dog ate a candy bar, Tom used his smartphone to calculate the level of chocolate poisoning.
Onların işi maaşları hesaplamak.
- Their job is to calculate salaries.
Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.
- The application allows you to quickly calculate the ratio of body mass index - BMI.
Gelecek hafta ne kadar para harcayacağımı hesaplamalıyım.
- I must calculate how much money I'll spend next week.
Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.
- To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth.
Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.
- A computer can calculate very rapidly.
Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
- To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.
- A computer can calculate very rapidly.
George yolculuğun maliyetini hesapladı.
- George calculated the cost of the trip.
Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.
- Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months.
Bu hesaplanmış bir riskti.
- It was a calculated risk.
Calculate the square root of 3 to 10 decimal places.