O, çikolatalı pasta düşkünüdür.
- He is fond of chocolate cake.
Tatlı için, Marie çikolatalı pasta ve bir meyve salatasını yapmıştı.
- For dessert, Marie had made her chocolate cake and a fruit salad.
Jane randevusunda tüm bir çikolatalı kekin bittiğine inanamadı.
- Jane could not believe it when her date polished off an entire chocolate cake.
Çikolatalı keke düşkündür.
- She is partial to chocolate cake.