He was a weak and delicate child.
- Cılız ve narin bir çocuktu.
He was quite weak in his childhood.
- Çocukluğunda oldukça cılızdı.
How dare you call me skinny and ugly?
- Bana cılız ve çirkin demeye nasıl cesaret edersin?
Tom carefully climbed up the rickety staircase.
- Tom cılız merdivene dikkatlice tırmandı.