تعريف by way of; passing through في الإنجليزية التركية القاموس.
- via
- {e} vasıtasıyla, ... aracılığıyla
- via
- {e} yolu ile, -den geçerek, ... üzerinden: We came via Çanakkale. Çanakkale yoluyla geldik
- via
- kanal
- via
- {e} üzerinden
Şikago üzerinden Boston'dan San Fransisko'ya seyahat etti.
-She traveled from Boston to San Francisco via Chicago.
O, Paris üzerinden Londra'ya gitti.
-He went to London via Paris.
- via
- yolu ile
- via
- yoluyla
Tom cep telefonu mesajı yoluyla Mary'den ayrıldı.
-Tom broke up with Mary via text message.
Bilgisayar yoluyla evden çalışmak tuhaf olabilir.
-Working from home via computer can be lonely.
- via
- aracılığıyla
Maria yatalaktı. Dışarıdaki dünyayla tek irtibatı televizyon yayınları aracılığıyla oluyordu.
-Maria was bedridden. The only contact she had with the outside world was via the TV broadcasts.
- via
- -den geçerek
- via
- yol
Tom her zamanki yolla arabasıyla Boston'dan Chicago'ya gidiyor.
-Tom goes from Boston to Chicago with his car via the usual route.
Tünel yoluyla mı gitmek istiyorsun?
-You want to go via the tunnel?
- via
- (Tıp) (viae). Mecra, geçit, yol, kanal
- via
- mecra
- via
- geçerek
المصطلحات ذات الصلة
تعريف by way of; passing through في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- via