Duruşma için ABD'ye götürüldü.
- He was taken to the United States for trial.
Duruşma günden güne devam etti.
- The trial went on day after day.
Bu bir yargılama değil bir duruşmadır.
- This is a hearing, not a trial.
Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm.
- I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.
Deneme beş gün sürdü.
- The trial lasted five days.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?