Ekmeğin üzerindeki tereyağı çok iyi.
- The butter on the bread is very good.
Tereyağı sütten yapılır.
- Butter is made from milk.
O, tereyağ yerine margarin sürdü.
- She substituted margarine for butter.
O, tereyağ yerine margarin sürdü.
- She spread on margarine instead of butter.
Bu sabah ekmek ve tereyağı yedim.
- I ate bread and butter this morning.
Tereyağı kaymaktan yapılır.
- Butter is made from cream.
Bana tere yağını uzat, yapar mısın lütfen?
- Pass me the butter, will you please.
Tere yağını peynirden daha çok seviyorum.
- I like butter better than cheese.
Tom öğle yemeği için bir fıstık ezmesi ve jöleli sandviç yedi.
- Tom had a peanut butter and jelly sandwich for lunch.
Tom bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yedi.
- Tom ate a spoonful of peanut butter.
Tom Mary'ye tereyağlı patlamış mısır kasesini uzattı.
- Tom handed the bowl of buttered popcorn to Mary.
Tostlar hep tereyağlı tarafı üzerine düşer.
- Toasts always fall on the buttered side.
peanut butter.
Butter the toast.
The result is a creamy, fruit-driven wine that is by no means a butter-bomb.
He takes every opportunity to butter up the boss.
He puffed on the big cigar that he always had stuck in his face and posed back like a big butter-and-egg man.
Don’t think you can butter me up that easily.
They will do some machining if you ask them, but sheet metal has always been their bread and butter.
... that your food is safe to eat -- that the peanut butter you feed ...