Onun külleri burada gömülüdür.
- His ashes are buried here.
Gömülü hazineyi arıyorduk.
- We were looking for buried treasure.
Sami çok tenha bir yere gömülmüştü.
- Sami was buried in a very secluded place.
Akrotiri, volkanik kül altına gömülmüş bir Bronz çağı yerleşimidir.
- Akrotiri is a Bronze age settlement that was buried under volcanic ash.
Ben öldüğüm zaman buraya gömülmek istiyorum.
- When I die, I want to be buried here.
Tom köpeklerinin yanına gömülmek istiyordu.
- Tom wanted to be buried beside his dogs.
O, biricik oğlunu gömdü.
- She has buried her only son.
Onlar onu mezarına gömdüler.
- They buried him in his grave.
Sami, Leyla'yı Kahire'ye gömmek istedi.
- Sami wanted to bury Layla in Cairo.
Köpek, kemiğini bahçeye gömmekle meşguldü.
- The dog was busy burying his bone in the garden.
Tom köpeklerinin yanına gömülmek istiyordu.
- Tom wanted to be buried beside his dogs.
Ben öldüğüm zaman buraya gömülmek istiyorum.
- When I die, I want to be buried here.
Köpek, kemiğini bahçeye gömmekle meşguldü.
- The dog was busy burying his bone in the garden.
Onlar şimdi şiddetle mücadele ediyorlar fakat çok uzun zaman geçmeden önce savaş baltasını gömeceklerine sizi temin ederim.
- They're fighting fiercely now but I assure you they'll bury the hatchet before long.
The buried treasure from the shipwreck was found yesterday.
Indisputable, though very dim to modern vision, rests on its hill-slope that same Bury, Stow, or Town of St. Edmund; already a considerable place, not without traffic.
... He figured he might as well be buried in the graveyard with ...
... been buried. And I want to help people in the middle-class. ...