Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
التركية - الإنجليزية
تعريف bunaltıcı في التركية الإنجليزية القاموس.
- depressing
This town is so depressing.
-Bu kasaba çok bunaltıcı.
That's a depressing story.
-O bunaltıcı bir hikaye.
- sweltering
It was sweltering inside.
-İçeride hava bunaltıcıydı.
- oppressive
- muggy
Last night was very hot and muggy and it was difficult to sleep.
-Dün gece sıcak ve bunaltıcıydı ve uyumak zordu.
Last night was very hot and muggy, so I didn't sleep so well.
-Dün gece çok sıcak ve bunaltıcı idi, bu yüzden çok iyi uyumadım.
- stupefying
- sweltry
- depressing, suffocating (weather, heat, person)
- close
- suffocating
- stuffy
- depressive
- mind bending
- oppressive, muggy, sultry
- dreary
- overpowering
- heat
- sultry
- poky
- bunaltıcı sıcaklar
- dog days
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف bunaltıcı في التركية التركية القاموس.
- Boğucu, sıkıcı, sıkıntı veren
- BUNALTICI
- Boğucu, sıkıcı, sıkıntı veren: "Tartışma koyulaşıp salonun havası hepsine bunaltıcı geldi mi, pencereler açılıyor."- E. E. Talu
المصطلحات ذات الصلة
bunaltıcı
الواصلة
bu·nal·tı·cıالنطق
Resimler
المفضلات