تعريف buna في التركية الإنجليزية القاموس.
- to this
I'm pretty sure I'll get used to this eventually.
- Sonunda buna alışacağımdan oldukça eminim.
I'm not used to this.
- Buna alışkın değilim.
- buna
- buna karşılık
- on the other hand
- buna karşın
- for all that
- buna rağmen
- nevertheless
Tom's as strong as an ox, yet nevertheless is a coward.
- Tom bir öküz kadar güçlü ama buna rağmen bir korkak.
I was very tired, but I was nevertheless unable to sleep.
- Ben çok yorgundum ama buna rağmen uyuyamadım.
- buna rağmen
- still
She has a lot of faults. Still, I like her.
- Çok hatası var. Buna rağmen onu severim.
All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.
- Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.
- buna göre
- hereunder
- buna göre
- accordingly
Plan your life accordingly.
- Hayatınızı buna göre planlayın.
- buna rağmen
- notwithstanding
- buna karşı
- against it
- buna benzer
- and so on
I need pens, notebooks and so on.
- Dolma kalemlere, defterlere ve buna benzer şeylere ihtiyacım var.
- buna binaen so, hence
- for this reason
- buna bir şey yapamayız
- We can't do anything with it
- buna dayanamam
- I cannot bear it
- buna desen yaptırmak istiyorum
- I would like to have this monogrammed
- buna değdi
- idi, buna değmedi idi diyerek But on second thought I decided that some of them might do
- buna gelince as
- for this
- buna göre
- with reference to
- buna karşın
- after all
He didn't pass after all.
- O, buna karşın geçmedi.
He was right after all.
- Buna karşın haklıydı.
- buna katlanamam
- I cannot bear it
- buna mukabil
- on the other hand
- buna rağmen
- howbeit
- buna rağmen
- still, notwithstanding
- buna rağmen
- even so
The wine was very expensive, but even so he wanted to buy it.
- Şarap çok pahalıydı, buna rağmen onu satın almak istedi.
- buna rağmen
- for all that
- buna rağmen
- even then
- buna tahammülüm yok
- I cannot bear it
- buna özgü
- ad hoc
- buna rağmen
- after all
No one could solve the problem after all.
- Buna rağmen kimse problemi çözemedi.
- buna rağmen
- though
- buna ek olarak
- furthermore
- buna bağlı olarak
- therefore
- buna ek olarak
- additionally
- buna ek olarak
- (Konuşma Dili) not to mention
- buna karşın
- in any case
- buna bağlı olarak
- accordingly
- buna bağlı olarak
- correspondingly
- buna bağlı olarak
- in parallel with
- buna ek olarak
- moreover
- buna ek olarak
- in addition to that
- buna ek olarak
- in addition to
- buna ek olarak
- in addition to this
- buna karşılık
- (Konuşma Dili) in contrast with
- buna karşılık
- on the contrary
- buna karşın
- none the less
- buna karşın
- in spite of this
- buna karşın
- notwithstanding
- buna karşın
- (Konuşma Dili) in contrast with
- buna karşın
- ever then
- buna karşın
- in spite of that
- buna karşın
- on the other hand
- buna rağmen
- doch
- buna rağmen
- strangely enough
- Buna göre
- by that of
- Buna göre
- according to this
- buna karşın
- despite that
- buna rağmen
- despite this
- buna istinaden
- based on this
- buna rağmen
- yet
Tom's as strong as an ox, yet nevertheless is a coward.
- Tom bir öküz kadar güçlü ama buna rağmen bir korkak.
- köpekler güler buna
- (Konuşma Dili) It's too funny for words
- ona buna dil uzatmak
- to say nasty things about everybody