Boğayı boynuzlarıyla satın almalısın.
- You must take the bull by the horns.
Bir boğa erkektir ve bir inek dişidir.
- A bull is male and a cow is female.
Bugün hiç kimse iyimser hissetmiyor.
- Nobody feels optimistic today.
Sen aşırı iyimser bir kızsın.
- You're an overly optimistic girl.
Sürekli yükselen fiyatların bir sonucu olarak sosyal huzursuzluk çıkabilir.
- Social unrest may come about as a result of the endless rising of prices.
Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi.
- The rising sun seen from the top was beautiful.
Yarın erken kalkarsan, doğan güneşi görebilirsin.
- If you get up early tomorrow, you can see the rising sun.
Doğu doğan güneşle aydınlandı.
- The east was brightened by the rising sun.
Yaratılışçılık saçmalıktır.
- Creationism is bullshit.
Anladım, bu yüzden saçmalık yok, değil mi?
- I got it, so no bullshit, okay?
Polis memuru bir kurşun geçirmez yelek giydi.
- The police officer wore a bulletproof vest.
Birçok polis arabalarının kurşungeçirmez camları olmadığını duydum.
- I've heard that most police cars don't have bulletproof glass.
Güneş şimdi yükseliyor.
- The sun is rising now.
Eylül 1929 da, hisse senedi fiyatları yükselişini durdurdu.
- In September, 1929, stock prices stopped rising.
Eylül 1929 da, hisse senedi fiyatları yükselişini durdurdu.
- In September, 1929, stock prices stopped rising.
Doğuda güneş doğmak üzereydi.
- The sun was on the point of rising in the east.
Kime oy verirsen ver, fiyatlar yükselmeye devam edecek.
- Whoever you vote for, prices will go on rising.
Dünya nüfusu yükselmeye devam ederse herkesi nasıl besleyeceğiz?
- How will we feed everyone if the world's population keeps rising?
He was heavily criticised for his bullish behaviour.
He bulled his way in.