Örnek olarak liderlik etmeliyiz.
- We should lead by example.
Farklı deneyimler farklı seçeneklere öncülük eder.
- Different experiences lead to different choices.
Sen neden yolda öncülük yapmıyorsun?
- Why don't you lead the way?
İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
- It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Tom daha yumuşak uçlu bir kurşun kalem istedi.
- Tom wanted a pencil with a softer lead.
A lead from an informer enabled the police to make several arrests.
Polisin elinde hâlâ hiçbir ipucu yok.
- The police still have no leads.
Polis ve FBI birkaç ipucunu takip etti.
- The police and the FBI pursued several leads.
They filled him full of lead.