I've found it myself, no thanks to you!
- Onu ben kendim buldum, senin sayende değil!
Zebras and giraffes are found at a zoo.
- Zebralar ve zürafalar bir hayvanat bahçesinde bulunurlar.
I found the book very interesting.
- Kitabı çok enteresan buldum.
Finding her office was easy.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.
Finding his office was easy.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
Where can you find the closest store?
- En yakın mağazayı nerede bulabilirsin?
He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
The detective found absolute proof of the man's guilt.
- Dedektif adamın suçuyla ilgili kesin kanıtı buldu.
The police detective found a bloody knife.
- Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu.