Bu kitap okumaya değer.
- Dieses Buch ist lesenswert.
Dünya bir kitaptır, gezmeyenler sadece bir sayfasını okurlar.
- Die Welt ist ein Buch, und die, die nicht reisen, lesen nur eine Seite.
Kitap yapım aşamasında.
- Das Buch ist im Entstehen begriffen.
Kitap masanın üzerindedir.
- Das Buch liegt auf dem Tisch.
Üç yer ayırtmak istiyorum.
- I'd like to book three seats.
Bir yatak odası ayırtmak istiyorum.
- I'd like to book a bedroom.
Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim.
- I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.
Keşke yeni basılmış kitapların bir listesini yapsan.
- I wish you would make a list of the newly published books.
Kitaplarının tam listesini istiyorum.
- I want a complete list of your books.
Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar
- Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.
Adres defterimi odamda bıraktım.
- I left my address book in my room.
Tom defter tutma metodumuzu benimsedi.
- Tom adopted our method of bookkeeping.
Bu raflar birçok kitabı destekleyemez.
- These shelves cannot support so many books.
I can book tickets for the concert next week.
They booked that message from the hill.
I have three copies of his first book.
The top three students had a bet on which one was going to book their intellectual property class.
She opened the book to page 37 and began to read aloud.