bu nedenle

listen to the pronunciation of bu nedenle
التركية - الإنجليزية
therefore

I was born in Italy, therefore I am very handsome. - İtalya'da doğdum, bu nedenle çok yakışıklıyım.

Four metres of this material cost nine francs; therefore, two metres cost four and a half francs. - Bu malzemenin dört metresi dokuz franka mal oluyor; Bu nedenle, iki metresi dört buçuk frank mal olur.

for this reason

For this reason, I cannot go with you. - Bu nedenle, seninle gidemem.

For this reason I cannot agree with you. - Bu nedenle seninle aynı düşüncede değilim.

thus

Many women pursue higher education and careers, thus delaying marriage and childbirth. - Birçok kadın yüksek öğretime ve kariyere devam ediyor, bu nedenle evlilik ve doğum gecikiyor.

Thus fought the Okinawan people. - Bu nedenle Okinava insanları savaştı.

accordingly
thereof
consequently

Cassava is a drought-tolerant crop and consequently a major staple food for millions of people. - Manyok kuraklığa dayanıklı bir ekindir ve bu nedenle milyonlarca insan için önemli bir temel gıdadır.

therefore, so, consequently, hence
that's why

He is honest. That's why I like him. - O dürüst. Bu nedenle onu beğenirim.

I think that's why Tom doesn't have any friends. - Bence bu nedenle Tom'un hiç arkadaşı yok.

herewith
and so

I want a wife and children, and so I need a house. - Bir eş ve çocuk istiyorum ve bu nedenle bana bir ev lazım.

wherefore
as a consequence
(Konuşma Dili) on that account
this is why
and consequently

Cassava is a drought-tolerant crop and consequently a major staple food for millions of people. - Manyok kuraklığa dayanıklı bir ekindir ve bu nedenle milyonlarca insan için önemli bir temel gıdadır.

so
hence
thusly
hereat
and therefore

We want to re-tile our terrace and therefore removed the tiles with a power hammer yesterday. - Terasımızı yeniden döşemek istiyoruz ve bu nedenle dün bir çekiçle fayansları çıkardık.

Everything is transient and therefore sorrowful. - Her şey geçicidir ve bu nedenle üzücüdür.

that being the case

That being the case, he had little to say. - Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.

in consequence
there for
whence
التركية - التركية
bundan
bu nedenle
المفضلات