buçuk

listen to the pronunciation of buçuk
التركية - الإنجليزية
half

Tom came to Japan eight and a half years ago with his parents. - Tom sekiz buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Japonya'ya geldi.

It took me an hour and a half to get there by car. - Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı.

and a half

He read for more than two and a half hours. - İki buçuk saatten daha fazla bir süre okudu.

I've been waiting for one and a half-hours. - Bir buçuk saattir bekliyorum.

.üç buçuk
Three and a half
saat iki buçuk
two and a half hours
az buçuk
a little
az buçuk
1. scanty, hardly enough. 2. a little, somewhat
az buçuk bilen kimse
smatterer
az buçuk bilgi
smattering
az buçuk ıngilizce bilmek
have a smattering of English
bir buçuk
sesquialteral
bir buçuk
sesquialter
bir buçuk ayak boyunda
sesquipedalian
bir buçuk kanatlı uçak
sesquiplane
iki buçuk penilik
twopenny halfpenny
kırk bir buçuk maşallah!/ bir kere maşallah!
(Konuşma Dili) May no harm befall him/her/it!
on bir buçuk
It is half past eleven
yarı buçuk
1. piddling, trifling, trivial. 2. poor, sorry, third-rate, two-bit, crummy
üç buçuk atmak
to have the heebie-jeebies, to shake in one's shoes
üç buçuk atmak
slang to be afraid that something will go wrong, have kittens
ıki buçuk
It is half past two
التركية - التركية
buçuk
المفضلات