Tom her zaman yemeklerden sonra dişlerini fırçalar.
- Tom always brushes his teeth after meals.
Tom her yemekten sonra dişlerini fırçalar.
- Tom brushes his teeth after every meal.
Dişlerimi fırçalamak zorundayım.
- I have to brush my teeth.
Dişlerimi fırçalamak isterim.
- I'd like to brush my teeth.
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
- Brush your teeth twice a day at least.
Taro,git dişlerini fırçala.
- Taro, go brush your teeth.
Bu diş macunuyla dişimi fırçalamayı severim.
- I like to brush my teeth with this toothpaste.
Dişlerimi fırçalamak zorundayım.
- I have to brush my teeth.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
Brush your hair.
Brush the paint onto the walls.
Maybe you will find a love that you discover accidentally, who falls against you gently as a pickpocket brushes your thigh.
She gave her hair a quick brush.
Brush your teeth.
Brush the flour off your clothes.