Ben hiç berelenme görmüyorum.
- I don't see any bruises.
Tom'un bacağındaki o bere nasıl oldu?
- How did Tom get that bruise on his leg?
Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük.
- Tom's face is badly bruised.
Katırın beni tekmelediği yerde hâlâ çürüklerim var.
- I still have bruises where the mule kicked me.
Tom'un morlukları artık zar zor görünüyor.
- Tom's bruises are barely visible anymore.
Uçuştan sonra her yerde morlukları vardı.
- He had bruises all over after the fight.
Sol kolumu zedeledim.
- I got my left arm bruised.
Onun kolundaki yaraya dokundu.
- She touched the bruise on his arm.
Düştüm ve dizimi yaraladım.
- I fell down and bruised my knee.
You'd better shut up or you'll get a bruising.
The Euroland economy has been cruising for a bruising for a while.