Erkek kardeşini çok iyi tanıyorum.
- Ich kenne deinen Bruder sehr gut.
İki erkek kardeşim ve üç kız kardeşim var.
- Ich habe zwei Brüder und drei Schwestern.
Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
- My brother lives in Tokyo.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching television.
Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
- My brother lives in Tokyo.
Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
- My brother is as large as I.
Matt Rita'nın kayınbiraderi.
- Matt is Rita's brother-in-law.
O benim kız kardeşimin kocası. O benim kayınbiraderim.
- He's my sister's husband. He's my brother-in-law.
Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
- We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
Bugün Tom'un erkek kardeşiyle birlikte sinemaya gideceğim.
- Today I'll go to the cinema with Tom's brother.