browse or page through a text file

listen to the pronunciation of browse or page through a text file
الإنجليزية - التركية

تعريف browse or page through a text file في الإنجليزية التركية القاموس.

more
{s} daha fazla

Cüzdanımda daha fazla para yok. - I have no more money in my wallet.

O harcadığından daha fazla para kazanıyor. - She earns more than she spends.

more
daha

Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü? - I'd like to stay one more night. Is that possible?

John Bill'den daha zeki. - John is more intelligent than Bill.

more
(Bilgisayar) ayrıntılar
more
(Bilgisayar) tümü
more
(Bilgisayar) en çok
more
(Bilgisayar) başka

İyi sağlık başka herhangi bir şeyden daha değerlidir. - Good health is more valuable than anything else.

İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır. - Cows are more useful than any other animal in this country.

more
(Bilgisayar) tüm

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz. - You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.

Tüm istediğim biraz daha dikkatti. - All I wanted was a little more attention.

more
-den daha çok
more
(Bilgisayar) tüm seçenekler
more
ziyade

Daha fazla insanın yaptıkları şeylerden daha ziyade söyledikleri şeylerden başı belaya girer. - More people get into trouble for things they say rather than for what they do.

Yarasa, bir kuş olmaktan ziyâde, bir sıçandır. - A bat is no more a bird than a rat is.

more
(Bilgisayar) ek bilgi
more
daha çok

Seni ondan daha çok seviyorum. - I love you more than him.

Onu tanıdıkça daha çok seversin. - The more you know about him, the more you like him.

more
neither more nor less ne fazla ne eksik
more
{s} daha: one more time bir kez daha. two more oranges iki
more
fazla bir şey

İçecek daha fazla bir şey yok. - There's nothing more to drink.

Benim için yapabileceğin daha fazla bir şey yok. - There's nothing more you can do for me.

more
tam o kadar
more
takriben
more
bir kat fazla
الإنجليزية - الإنجليزية
more
browse or page through a text file

    الواصلة

    browse or Page through a text file

    التركية النطق

    brauz ır peyc thru ı tekst fayl

    النطق

    /ˈbrouz ər ˈpāʤ ˈᴛʜro͞o ə ˈtekst ˈfīl/ /ˈbraʊz ɜr ˈpeɪʤ ˈθruː ə ˈtɛkst ˈfaɪl/
المفضلات