الإنجليزية - التركية
تعريف brown colored, having a brown color في الإنجليزية التركية القاموس.
- chocolate
- çikolata
Ann'in çikolataya zafiyeti var.
-Ann has a weakness for chocolate.
Beyaz çikolata sever misin?
-Do you like white chocolate?
- chocolate
- {s} çikolata renkli
- chocolate
- {i} fondan
- chocolate
- {i} çikolatalı şekerleme
Mary tüm çikolatalı şekerlemeleri yedi.
-Mary ate all the chocolate truffles.
- chocolate
- çikolata ile yapılmış
- chocolate
- {i} çikolata: a piece of chocolate candy bir çikolata
- chocolate
- çikolata rengi
- chocolate
- {s} koyu kahverengi
- chocolate
- çikolata renginde
- chocolate
- {s} çikolatalı
Ben çikolatalı dondurmayı severim!
-I like chocolate ice cream!
Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
-Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
- chocolate
- {s} çikolatadan yapılmış
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف brown colored, having a brown color في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {s} chocolate
brown colored, having a brown color
الواصلة
Brown colored, ha·ving a Brown col·orالنطق
Resimler
المفضلات