brown bread

listen to the pronunciation of brown bread
الإنجليزية - التركية
siyah ekmek
(Gıda) esmer ekmek
(Gıda) kara ekmek
dead
kör
dead
geçersiz
dead
tamamen

Tom fikre tamamen karşıydı. - Tom was dead set against the idea.

Parti tamamen sıkıcıydı. - The party was perfectly deadly.

dead
bozuk
dead
çok yorgun

Tom eve çok yorgun geldi. - Tom came home dead tired.

dead
direk olarak
dead
doğrudan doğruya
dead
hareketsiz/ölü vakit
dead
{f} aniden

Aniden, ölen annemi düşündüm. - I suddenly thought of my dead mother.

dead
uyuşuk

Uyuşukluk ya da tembellik yedi ölümcül günahtan biridir. - Sloth or laziness is one of the seven deadly sins.

dead
{s} sönmüş
dead
{s} dermansız
dead
öImüş
dead
{s} cansız, hareketsiz; sönük
dead
ölüdead beat çok
dead
{s} unutulmuş
dead
{s} tam

Bu eserde görünen tüm karakterler tamamen hayal ürünüdürler. Yaşayan ya da ölü gerçek kişilere olan herhangi bir benzerlik sadece rastlantıdır. - All characters appearing in this work are fictitious. Any resemblance to real persons, living or dead, is purely coincidental.

Ben plana tamamen karşıyım. - I'm dead against the plan.

dead
dead as a doornail öImüş
dead
{s} ölü (renk)
dead
{s} çıkmaz

Bu bir tür çıkmazdır. - It's kind of a dead end.

Yol bir çıkmaz sokağa geldi. - The road came to a dead end.

الإنجليزية - الإنجليزية
Bread with a brown colour as distinct from white bread, wholemeal, granary or other specific types of bread
dead
dark steamed bread made of cornmeal wheat and flour with molasses and soda and milk or water
dark rye bread
brown bread

    الواصلة

    Brown bread

    التركية النطق

    braun bred

    النطق

    /ˈbroun ˈbred/ /ˈbraʊn ˈbrɛd/
المفضلات