O, üç çocuğu tek başına yetiştirdi.
- She brought up the three children alone.
En küçük erkek kardeşim, büyük annemiz tarafından yetiştirildi.
- My youngest brother was brought up by our grandmother.
İyi bir ailede yetiştirilmiş gibi görünüyor.
- He must have been brought up in a good family.
Onun oğulları uygun şekilde yetiştirilmiş değil.
- His sons are not properly brought up.
... And so we were brought up to love the royal family. ...