Your face is sunburned.
- Senin yüzün bronzlaşmış.
Tom's face was sunburned.
- Tom'un yüzü bronzlaşmıştı.
Mary has a slightly tanned skin.
- Mary'nin hafifçe bronzlaşmış bir cildi var.
Tanning can cause skin cancer.
- Bronzlaşma, cilt kanserine neden olabilir.
The sun has bronzed her skin.
- Güneş onun cildini bronzlaştırdı.
He won a bronze medal.
- O bronz bir madalya kazandı.
We won the bronze medal.
- Biz bronz madalya kazandık.