O, genişleyen bir rüşvet skandalıyla ithaf edilen ilk ulusal siyasetçi.
- He is the first national politician to be named in a widening corruption scandal.
İyi filmler ufkunuzu genişletir.
- Good movies broaden your horizons.
Esperanto benim entellektüel ve kültürel ufuklarımı genişletmeme yardımcı oldu.
- Esperanto helped me broaden my intellectual and cultural horizons.