الإنجليزية - التركية
تعريف bringing no help; unaiding في الإنجليزية التركية القاموس.
- helpless
- aciz
Bazı spekülatörler yaşlı insanların cehalet ve acizliklerinden yararlanmaktadır.
-Some speculators take advantage of the ignorance and helplessness of old people.
- helpless
- çaresiz
O olmazsa, çaresiz kalırım.
-Without him, I would be helpless.
Çocuk öfkesinde çaresizdir.
-The child is helpless in his rage.
- helpless
- yardıma muhtaç
- helpless
- {s} biçare
- helpless
- umarsız
- helpless
- naçar
- helpless
- savunmasız
- helpless
- {s} güçsüz
- helpless
- {s} âciz; savunmasız
- helpless
- kendisini idare edemeyen
- helpless
- {s} yeteneksiz
- helpless
- {s} beceriksiz
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف bringing no help; unaiding في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- helpless
bringing no help; unaiding
الواصلة
bring·ing no help; un·aid·ingResimler
المفضلات