التركية - الإنجليزية
تعريف bozguna في التركية الإنجليزية القاموس.
- routed
- Simple past tense and past participle of rout
- decisively beaten or defeated
- Simple past tense and past participle of route
- past of route
- assigned a route
- past of rout
- bozgun
- rout
- bozgun
- {i} debacle
- bozgun
- defeat
- bozguna uğramak
- smash
- bozguna uğramak
- to be routed, be defeated
- bozguna uğramak
- to be routed, to be defeated, to be thrashed
- bozguna uğramak
- smash up
- bozguna uğramak
- come a cropper
- bozguna uğramak
- go smash
- bozguna uğramak
- be routed
- bozguna uğratma
- slaughter
- bozguna uğratmak
- to rout, to defeat, to checkmate, to thrash, to clobber, to cane, to put sb to rout
- bozguna uğratmak
- put to flight
- bozguna uğratmak
- to rout, defeat
- bozguna uğratmak
- beat smb. hollow
- bozgun
- {i} upset
- bozgun
- disorder
- bozgun
- unrest
- bozgun
- defeated
- bozgun
- routed
- bozgun
- checkmate
- bozgun
- abandoned
- bozgun
- routed, defeated
- bozgun
- discomfiture
- bozgun
- stampede
- bozgun
- fiasco
- bozgun
- unrest, disorder; rout, defeat, checkmate" " hezimet; routed, defeated
- bozgun
- beating
- bozgun
- enmity, alienation, breach in relations
- bozgun
- cropper
- bozgun
- rout, defeat
- bozgun
- shellacking
- bozgun
- discomfit
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف bozguna في التركية التركية القاموس.
- Bozgun
- (Osmanlı Dönemi) MÜNHEZİM
- Bozgun
- hezimet
- Bozgun
- bozgunluk
- bozgun
- Yenilen bir ordunun, düzen bağını yitirerek asker onurunun gerektirdiği bütün bağları bozması, hezimet
- bozgun
- Morali bozulmuş, çökmüş, yılgın
- bozgun
- Yenilen bir ordunun, düzen bağını yitirerek asker onurunun gerektirdiği bütün bağları bozması, hezimet: "Büyük bozgundan sonra Şam istasyonunda bırakmaya mecbur olduğumuz en son vagonun bile içi mecidiye dolu idi."- F. R. Atay
- bozgun
- Morali bozulmuş, çökmüş, yılgın: "Suratından bir bozgun sonrası umutsuzluğu akıyordu."- A. İlhan
- bozgun
- Bu durumda bulunan
- bozgun
- Bir toplulukta karşılıklı güvenin bozulması ile beliren karışıklık